KÖK ÇAKRA & MULADHARA
Kök Çakra, isminden de anlaşılacağı gibi köklerimizi işaret etmektedir. Bir ağaç için kökler geldiği yeri anlatıyor ise bizler için de doğdumuz ev, ailemiz, bilinçaltımız ve erken çocukluk döneminde kazanılmış düşünce kalıplarını göstermektedir.
Kök çakranın doğru akışta olmaması; çocukluğumuzda kazanılmış olması beklenen “güven ve güvende olma duygusu” eksikliğini işaret eder. Bilinçdışı farkındalık ile bütünleşen içsel dinginlik; bireye güç, canlılık ve aidiyet katar.
1. Çakra olan “Kök Çakra” da doğru akış olmadığında hayatımıza kök salmış hissetmeyiz, bu noktada kişinin bağlılık, iç huzur, güven ve temel ihtiyaçlarını doğru ölçüde karşılamaktan yoksun olması ile Kök çakranın “gölge” duygusu olan ÖFKE ortaya çıkar. Öfkeli kişiler yalnız ve yardım elinden uzakta olmayı seçerken yine de bu duyguya sıkıca bağlı olup “bildiği duyguları” tekrar tekrar yaşama eğilimi gösterirler. Çünkü tanıdık duygular acı verse de güvenlidir.
Hepimiz öyle ya da böyle bu dünyaya kök salmak durumundayız, bunu başaramadığımız noktada; psikolojik olarak yaşadığımız güvensizlik hissi fizyolojik olarak aşırı stres şeklinde devam eder. Düzenli stres ise bağışıklık sistemini yoğun ölçüde negatif olarak etkiler. İşte bu noktada bilmemiz gereken; bedenimizin devamlı olarak bizimle iletişim halinde olduğudur.
Alerji, siyatik, sırt sorunları, iskelet ve kalın bağırsak rahatsızlıkları gibi yardım çağrılarının altında bağlılık sorunu, güvende hissedememek ve değersizlik duygusu yer almaktadır. Doğru enerji akışı ve bilinçdışı farkındalık fiziksel, mental ve ruhsal hastalıkları iyileştirmenin yanında yaşam amacının farkına varılması ve yaratıcı potansiyelin keşfedilmesine olanak sağlar.
Siz de eğer psikolojik veya fizyolojik olarak yukarıdaki problemleri yaşadığınızı düşünüyorsanız; kök çakra meditasyon ve olumlamaları ile kendi farkındalık yolculuğunuza çıkabilirsiniz.