top of page

İletişimin Görünmeyen Anahtarı & Boğaz Çakra

Dünyanızı görmek isteyenlere haritanızı gösterin!

İletişimin sözlük anlamı; duygu, düşünce veya tüm bilgilerin başkalarına aktarılmasıdır. Hayatın matematiğinde ise çoğu zaman işler sözlük tanımları ile paralel ilerlemez.


İletişim, genellikle karşılıklı kurulan alışveriş dengesine dayanır. Ya da en azından hepimizin beklediği budur. Fakat hiçbirimiz iletişim kurmayı, sözlükte yazdığı şekilde öğrenmedik. Kimimiz kendini ifade etme konusunda oldukça başarılı iken çoğu zaman öfke anlarında bunu gerçekleştirebilenimiz nadirdir.


Bloke olan Boğaz Çakra; iletişimin, "kendini ifade etme" noktasında gözlenen eksiklikler şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Boğaz çakra da yaşanılan bir problem; kişinin Solar Plexus çakrasında gizlenen"ÖFKE" ile gölgelenir. Hepimiz ilk kez öfke ile karşılaştığımız zamanı en derinlere gömerek, onun ardından hayata bakmaya ve anlamaya çalışırız. Bu noktada kişi, kendini ifade etme konusunda zorlanıyorsa; önce öfkesi ile yüzleşmelidir. "Öfken sana ne anlatıyor" yazısını da bu yazı ile birlikte okumanız iletişim konusunda, yolculuğunuza daha doğru ışık tutacaktır.


Bloke olan boğaz çakra, kişinin kendini ifade edemediğini gösterirken; bazı kişiler de ise kendini ifade etmeyi kasıtlı bir şekilde tercih etmemek olarak da karşımıza çıkabilmektedir. Bu noktada kişilerin, oldukça bilinçli ve farkında olarak verdiği bir karar söz konusudur ve durumu iletişim mekanizması ile ilgili bir problem olarak ele almak doğru değildir. Böyle bir tercih, kazanılmış bir davranış kalıbı olup, kişilerin öfkeleri, henüz kontrolü ele almamıştır. Kendini ifade etmek, her birimize verilmiş olan yaşamsal bir hak olup; bundan kendi isteği ile vazgeçiyor olmak, çoğu zaman kişinin; "anlaşılamamak" yargısına uzun zaman önce vardığının göstergesidir.


Kendini ifade edememek veya "anlaşılmayacağını" bilerek iletişimden bilinçli bir şekilde vazgeçiyor olmak; iki seçenek için de ihtimaller kümesi yaratarak hem kendimizi hem de karşımızdaki insanları problemlerin çözümünden uzaklaştırır.


Her iki durumda da geçmişin "öfke" veya "yargılarını" şu ana taşımak bize fayda sağlamayacaktır. Düne ait "öfkeler"; bugün boğazınızı düğümleyip, kendinizi ifade etmenize engel olurken; öğrenmiş olduğunuz "yargılar" özgür bir seçim ile sessizliği tercih ettiğinizi düşünseniz de yine en çok sizi hırpalamaktadır.


İki farklı şekilde de olsa bloke olmuş Boğaz Çakra, iç benliği kısıtlayarak kişinin kendi duygularından da kaçmasına neden olur. Oysa ki zihne giren her duygu, denize atılan taşlar gibidir; dibe gitse de kaybolmaz... Görmezden gelindikçe daha da derinlemesine ilerler.


Doğru frekansta çalışan Boğaz çakra ile; duygu, düşünce ve iç benliğinizi kendi arzunuz ve iradeniz ile yansıtırken, zayıflıklarınızı göstermekten çekinmemek güçlü taraflarınızı da yoğunlaştırır.


İfadenin gücü ve empatinin şefkati ile sağlıklı sınırlara sahip olan bireyler, hayat yolculuğundaki seçimlerinde farkındalığı keşferler. Boğaz çakrayı doğru kullanmak, her durumda kendimizi ifade etmek anlamını taşımaz. İfadenin kontrolü ile gelen özgür iradeyi temsil eder.


Yazarın notu :) Unutmayın ki insanlar sizi dinleseler bile kendi düşüncelerini duymaya devam ederler. Dünyanızı görmek isteyenlere haritanızı gösterin!











bottom of page