Kalp Çakra, dün ve bugün arasındaki görünmez köprü!
Çocukluğumuz ve şu anımız ile sonsuz bir dengeyi ifade eden Kalp Çakra, parmak izi gibi kişiye özeldir.
Her birimiz hayatımız boyunca yapmış olduğumuz tüm seçimleri, çocukluk yıllarımızda öğrenmiş olduğumuz soyut kavramlar (öfke, özlem, dayanışma, yardımlaşma, empati, özgüven, saygı ve aklınıza gelecek olan tüm soyut tanımlamalar) üzerine inşa ederiz. İnsan zihni video çekimi şeklinde anıları tutamaz. Her birimiz geçmişimiz de yaşadıklarımızı tıpkı bir fotoğraf karesi gibi zihnimize kaydeder ve o anının duygusu ile kodlarız. İşte tam da bu noktada üzerinde en çok durduğumuz konu; “SEVGİ KODLAMASI”dır.
Her çocuk, ebeveynleri veya onu yetiştiren kişiler tarafından sevildiğini düşünerek büyür. Çünkü dünyaya kordon bağı ile adımını anlatan her canlı, doğduktan sonra bu bağı “SEVGİ” ile değiştirmek durumundadır. İşte bu çok kıymetli bağ aslında zihne atılan ilk duygudur. Ve sonrasında öğrenilen tüm duygu, düşünce ve davranış kalıpları bu bağ üzerinden kurulur. Kişiler hayatları boyunca tüm seçimlerinde, kırgınlıklarında, vazgeçişlerinde, en büyük kızgınlıklarında ve dönüm noktalarında dünyayı; bu “sevgi kodlaması” nın penceresinden bakarak görür ve yorumlarlar. Her birimiz çocukluğumuzda sevgi bağı üzerine kurduğumuz tüm kavramları farkında olmadan, bilinçdışı olarak bu bağa dahil tutarız. Ve karakter adını vermiş olduğumuz kendimize ait olan bu bakış açısı aslında bize öğretilen “sevgi kodlaması” üzerine eklediklerimizden ibarettir. İşte her çocuk kendi ebeveynleri tarafından ona gösterilen tüm davranışları, doğru-yanlış, eksik-fazla demeden sevgi kodlamasının bir parçası olarak zihninde kodlar.
Zihin şöyle düşünür; “Sevgiyi gösterme yolu bu!” Ve sonrasında hayatının geri kalanı boyunca sevgiyi hep öğrendiği şekilde arar. Hayatımıza seçmiş olduğumuz tüm arkadaşlar, partnerler belki de patronlar hatta ve hatta yetiştirecek olduğumuz çocuğumuz bile; bizim öğrenmiş olduğumuz “sevgi kodlaması”ndan payına düşeni alır.
Gerçek farkındalık “sevgi kodlamamızı” keşfetmekle başlar! Hayatın bize getirdiği tüm mecburiyetlerin arkasındaki gizli seçimlerimizde, en zorlu vazgeçişlerde, ummadığımız hayal kırıklıklarında, bitmeyen öfkelerimizde, peşini bırakamadığımız geçmişimizde gizli bir tetikleyici vardır. Kimimiz sevgiyi “değersiz hissetmek”, kimimiz “saygısızlığa uğramak”, bir başkamız “güvende hissedememek” belki de “anlaşılamamak”, “tercih edilmemek” ve kim bilir daha başka nice duygular ile zihnimizde kodladık. Ve bu kodlama ile de hayatımız boyunca sevgiyi aramaya devam ediyoruz.
Farkında olmadan her birimiz yapmış olduğumuz seçimler ile çocukluğumuzun en kırgın yaralarına ayna tutuyoruz.
Yaşamsal hakkımız olan tüm bu duyguları bize vermeyen insanları hiç bilmeden hayatımıza alıp bunun adına “sevgi” diyoruz. Ve aslında her bir seçimle içimizdeki küçük çocuğun bitmek tükenmek bilmeyen acısına ortak alıp bir türlü dünden vazgeçmeyip ilerleyemiyoruz.
“Sizin Sevgi Kodlamanız Hangisi?”
Seçimlerinizi şu anki siz mi yapıyorsunuz? Yoksa hala içinizdeki kırgın çocuğun baktığı pencereden mi yorumluyorsunuz hayatı?
Comments